YETİŞKİN EĞİTİMİ VE TÜRKİYE'DE YETİŞKİN EĞİTİMİ ÜZERİNE DERLEME ÇALIŞMA

Introduction

 

 

 

İÇİNDEKİLER

İçindekiler………………………………………………………………….………………..1

Özet………………………………………………………………………..…………………2

Giriş.………………………………………………………………………………………….3

1 Yetişkin ve Türkiye’de  Yetişkin Eğitimi …………………………………………………3

2 Yetişkin Eğitiminde Güdülenme ve Yetişkini Güdüleme…………………………………8

3 Yetişkini Öğrenmeye Güdüleyen Faktörler ……………………………………………….9

4 Yetişkin Eğitiminde Kullanılan Bazı Güdülenme Kuramları………………………………9

5 Yetişkin Eğitiminde Kullanılan Bazı Güdülenme Tipleri…………………………………10

6 Halk Eğitim Merkezlerinin Amacı .………………………………………………………..11

7  Geçmişten Günümüze Halk Eğitim……….……….………………………………………15

8  Kalkınma Planlarında Halk Eğitim Merkezleri..………………………………..…………19

9 Halk Eğitim Merkezleriyle İlgili Yasal Düzenlemeler ve Mevzuat Tarihçesi……………..21

10 Halk Eğitim Merkezlerinin Hedef Kitlesi…………………...……………………………22

11 Halk Eğitim Merkezlerinde Zaman Çizelgesi ……………………………………………24

12 Halk Eğitim Merkezlerinde Düzenlenen Kurslar ………………………………………..24

13 Halk Eğitim Merkezlerince   Düzenlenen Etkinlikler ve  Açılan Kulüpler………………25

14 M. Kemal Atatürk’ün Halk Eğitimle ilgili Konuşmalarından Satırbaşları ve Ünlü Düşünürlerin Vecizeleri………………………………………………………………………27

Sonuç  ve Öneriler          …………..…………………………….…………………………...28

Kaynakça……………………………………………………………………………………..29

 

                                

 

ÖZET

 

Eğitimi belli zaman kalıplarına sığdırmak ve bu şekilde belli zamana ve mekana hapsetmek modern dünyaya yakışan bir anlayış olamaz. Her zaman, her yerde ve herkes için eğitim ilkesini vazgeçilmez bir norm kabul eden halk eğitim merkezleri günümüzde önemli bir misyonu yüklenmektedir. Derleme olarak hazırlanan bu çalışmanın amacı yetişkin eğitiminde halk eğitim merkezlerinin önemini, tarihsel gelişimini, hedef kitlesini ortaya koymaktır.  Yetişkinler neyi, niçin ve nasıl öğrenmeleri gerektiği konusunda derinlemesine bilgiye gereksinim duyar. Yetişkin gereksinim duyduğu bilgilere ulaşamaz bu bilgiler beklentileriyle örtüşmez ise öğrenme güdüsü hızla düşer ve öğrenmeye olan ilgisi azalır. Yetişkinler aynı zamanda gerçekçi ve problem odaklı bir yönelime sahiptir. Bu nedenle yetişkini tanımayan, yetişkinin ruh dünyasına hitap edemeyen halk eğitim merkezleri sadece tabela üzerinde var olan ama kendisinden beklenen misyonu eda edemeyen bir kurumdan öteye gitmez. Bunun için bu çalışmada aynı zamanda yetişkin kimdir? Yetişkin eğitimi ne demektir? Sorularının cevaplarına da yer verilecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GİRİŞ

İnsanoğlu varoluşundan bu yana yaşam koşulları ve ihtiyaçları onun öğrenme ile iç içe olmasına neden olmuştur. Öğrenilen ve hayata uyarlanan bilgilerin daha uzun süre geçerli olduğu zaman dilimi Sanayi Devrimi ile değişim göstermeye başlamıştır. Ayrıca sağlık bilimlerinde görülen ilerlemeler sonucu geçmiş yüzyıllara göre insan ömrünün uzamış olduğu görülmektedir. Endüstrileşme sürecini tamamlamamış ve aşırı yoksulluk sebebiyle açlıkla yüz yüze gelmiş ülkelerdeki insan ömrü ile endüstrileşme sürecinin yüksek düzeyde tamamlamış ülkelerdeki insan ömrü karşılaştırıldığında, 35-40 yıl endüstrileşmiş ülke insanı lehine bir fark

bulunmaktadır. İnsan ömrü, ortalama 40-45 düzeyinden yaklaşık olarak 90’lı yaşlara kadar uzamıştır (Ültanır, 2005:3).

Yirminci yüzyılın başlarına kadar önemli kültürel değişmelerin süresi (örneğin; kitlesel yeni bilgi girdileri, teknolojik yenilikler, mesleklerdeki değişmeler, nüfus hareketliliği, ekonomik ve siyasal sistemlerdeki değişmeler v.b.) birkaç kuşak gerektirmekteydi. Ancak yirminci yüzyılda bu durum değişmiş, birçok kültürel devrim ortaya çıkmış ve hız kazanmıştır. Bu yeni koşullar altında 21 yaşına kadar kazanılmış olan bilgi ve beceriler 40 yaşına gelinceye kadar büyük ölçüde eskimektedir (Aydın, 2003). Bunun sonucu olarak ülkeleri eğitim politikalarında yetişkin eğitimi kavramı yerini almıştır. Bu bağlamda yetişkin eğitimine verilen önem ve ülke nüfusundaki yetişkin eğitimine katılımcı sayısı ülkelerin gelişmişlik ölçütlerinde önemli rol oynamaya başlamıştır. Bu doğrultuda eğitimle ayakta kalmayı ilke haline getiren ülkeler yetişkin öğrenmesine  büyük önem vermişlerdir. Avrupa Birliği Ülkelerinin büyük bir kısmı bu eğitimi yerel yönetimler, çeşitli meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yapmaktadır. Ülkemizde ise yetişkin eğitiminin belli bir sistematiğe bağlı olarak yapıldığı kuruluş halk eğitim merkezleridir.

 

  1. 1.         YETİŞKİN ve YETİŞKİN EĞİTİMİ

Eğitim; bireylerin kendi benlik ve çevreleriyle etkileşim halinde mevcut fonksiyonlarını geliştirme sürecidir. Bu süreç;

Kendiliğinden eğitim

Örgün eğitim

Yetişkin eğitimi

Yetişkin; Kendisi ve başkaları için sorumluluk yüklenebilecek duruma geldiği ve fonksiyonel bir nitelik kazandığı toplum tarafından kabul edilen birey olarak tanımlanır.

20-40 yaş genç yetişkin,40-60 yaş orta yaşlı yetişkin olarak nitelendirilir.

Yetişkin Eğitimi; çeşitli eğitim kademelerindeki tam gün öğrenimden ayrılmış, ya da

hiç öğrenim görmemiş ve gönüllü olarak kendini yetiştirmeyi arzu eden bireylerin değişik eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiş eğitimdir. Yetişkin eğitimi günümüzde aynı zamanda androgoji  terimiyle karşılanmaktadır.

Androgoji terimini ilk defa Malcolm Knowles gündeme getirmiştir. Knowles'e göre, yetişkin eğitimi 1920'lerde sistemli bir biçimde örgütlenmeye başladığında geleneksel pedagoji modelinin yeterli olmadığını görmüştür. Sonra 1960'tarda androgoji diye adlandırılan yeni kuramsal model ortaya çıktı. KnowIes, başlangıçta andogojiyi, pedagojinin sanatı yada bilimi olarak tanımlar. Ancak daha sonra bu kavramları öğrencilerin yaşlarına göre değil, özelliklerine göre tanımlamak gerektiğini kabul etmiştir. Bireylerin:

a) Benlik kavramları bağımlı bir kişilikten öz-yönetimli bir varlığa doğru gelişir;

b) Öğrenmeye gitgide zengin bir kaynak oluşturacak artan bir deneyime sahip olurlar;      

c) Öğrenmeye hazır oluşları gitgide toplumsal rollerinin getirim görevlerine yönelir;

           d) Zaman perspektifleri bilginin ertelenmiş uygulanmasından hemen uygulanmasına doğru değişir, buna bağIı olarak öğrenmeye yönelimleri konu-merkezli olmaktan çıkıp edim-merkezli olmaya kayar.

Yetişkin eğitimi, yetişkin olarak düşünülen kişilerin yeteneklerini geliştirmelerine, bilgilerini artırmalarına, teknik veya mesleki yeterliliklerini iyileştirmelerine, tutum ve davranışlarını hem kişisel gelişme bakımından, hem de dengeli ve bağımsız bir toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişmeye katılma bakımından değiştirmelerine olanak sağlayan düzenli eğitim süreçlerinin tümünü ifade eder (Titmus, Buttedahl, Ironside ve Lengrand, 1985)

            Günümüzde Yetişkin eğitimine bakacak olursak;

Education at a Glance OECD ülkeleri arasında yapmış olduğu araştırmada, yetişkin olarak nitelendirilen yaş grupları arasındaki bireylerin yetişkin eğitimi faaliyetlerinden yararlanma durumuna göre ülkeleri sıralamıştır. YÜKSEK ÜLKELER       

OECD Ülkelerinde 25- 64 yaşları arasındaki nüfusun yetişkin eğitimi faaliyetlerine katılım yüzdesi

1 Canada 44.0

2 United States 38.4

3 Japan 37.4

4 Sweden 33.4

5 Finland 33.3

6 Denmark 31.9

7 Australia 31.3

8 Norway 31.0

9 New Zealand 30.9

10 Korea, South 29.5

11 Belgium 29.0

12 United Kingdom 28.0

13 Switzerland 27.0

14 Ireland 26.3

15 Iceland 26.3

16 Spain 25.2

17 Netherlands 24.4

18 Germany 24.0

19 France 23.4

20 Greece 18.3

21 Hungary 15.4

22 Mexico 15.4

23 Luxembourg 14.9

24 Austria 14.5

25 Poland 14.2

26 Czech Republic 12.0

27 Slovakia 11.8

28 Portugal 10.8

29 Italy 10.4

30 Turkey 9.7

(Education at a Glance 2007 : OECD Indicators )

Türkiye

Cumhuriyetin ilanından itibaren “Halk Eğitimi” (bugün yaygın eğitim olarak bilinir) adıyla yetişkin eğitimi ile ilgili eğitim çalışmaları bulunmaktadır.

Geçmişten bugüne, bu etkinlikleri sağlayan temel kuruluş Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Halk Eğitim Merkezleridir. Yapılan bu çalışmalar yakın geçmişte yaşam boyu öğrenme görüşüyle tanınmaktadır.

Türk Eğitim Sistemi iki temel alanda yapılanmıştır, örgün ve yaygın eğitim. Yaygın eğitim tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsun –genç ve yetişkin süregelen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen düzenlemeleri ve etkinlikleri içermektedir. Eğitimin sürekliliği ve her yerde eğitim ilkeleri Milli Eğitim Temel Kanununda belirtilmiş ve Türkiye’de bireylerin eğitim hakları yasalarla sağlanmıştır (1982). Anayasamızın 42. Maddesine  göre, “Hiç kimse eğitim haklarından yoksun bırakılamaz”. Böylelikle Türkiye’de yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu sorumluluğunu bütün yaş grubundaki yetişkinler için yaygın eğitim kurumları açarak, programlar düzenleyerek (genel ve mesleki anlamda) veya devlet ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır. İşverenler için, yirmi ya da daha fazla işçisi olan kuruluşlar çalışanları için mesleki eğitim sağlamak (beceri eğitimi) ya da çalışanlarının mesleki eğitimlerine katkıda bulunmak durumundadırlar. Buna ek olarak, elli ya da daha fazla çalışanı bulunan kuruluşlar ise çalışma yerlerinde kurslar düzenlemek veya personellerinin gelişimi için farklı kurslara katılmalarını sağlamakla zorunludur.

Mesleki ve teknik eğitim programlarının uygulandığı örgün, yaygın ve çıraklık eğitiminin her türünde ve derecesinde temel yürütme organı Mesleki Eğitim Kuruludur. Bu kurul Milli Eğitim Bakanı müsteşarı tarafından yönetilmekte ve birçok toplumsal kuruluş, mesleki organizasyonlar ile iş ve işveren ortaklığı temsilcilerini kapsamaktadır. Yaygın mesleki eğitimle ilgili tüm partiler bu kurulda karar verme sürecine dahil olmaktadırlar. Ayrıca, yaygın eğitimle ilgili olan tüm partiler Milli Eğitim Şurasına katılma vasıtasıyla organizasyonlarını ve kurumlarının fikirlerini ve kararlarını temsil etme yoluyla karar verme sürecini etkilemektedirler. Aynı zamanda, işçi kurumları, iş sendikaları, mesleki kurumlar, devlete bağlı olmayan sosyal topluluklar gibi kurumlar yetişkin eğitimi ve Türkiye’de gerçekleştirilen toplantılar ile ilgili raporlar vasıtasıyla karar verme sürecini etkilemektedirler.

Türkiye’deki yetişkin eğitiminin yaygınlaştırılması ve geliştirilebilmesi için, özellikle Avrupa Birliği ile bazı protokoller imzalanmış ve çok çeşitli uluslar arası organizasyonlar düzenlenmiş ve projeler uygulanmıştır. Ayrıca ulusal düzeyde de birçok protokol imzalanarak yetişkin okuryazarlığı, yurttaşlık eğitimi ve mesleki eğitimle ilgili pek çok proje uygulanmıştır.

Türkiye’deki yetişkin eğitimi birden fazla düzenlemeyi kapsamaktadır. Bu bağlamda, temel beş kanunu ve bu kanunlarla ilişkili düzenlemeler şu şekildedir;

1-Milli Eğitim Temel Kanunu No. 1739. Genel durumu, içeriği, yaygın eğitimin amaçlarını, diğer kurumlarla işbirliği ve koordinasyonu düzenler.

2-Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun No. 3797.Yaygın eğitim için sorumlu birimleri tanımlar (aynı zamanda yetişkin eğitimi için).Ve bu birimlerin görev tanımlarını yapar. (Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü).

3-Mesleki Eğitim Kanunu No. 3308. Tüm düzey ve türde (örgün, yaygın ve çıraklık) mesleki eğitimi kapsayan temel kanundur. Yetişkin mesleki eğitimi ile ilgili konuları içerir. (kalfa ve usta eğitimi, mesleki eğitimin planlanması, mesleki eğitimin katılımcıları ve mesleki eğitimdeki özel uygulamalar sorumluluğu, mesleki eğitimi finanse etmek vb.

4-Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların Okur-Yazar Duruma Getirilmesi Hakkında Kanun No. 2841.Okuma yazma bilmeyen yetişkin yurttaşların okur*yazar hale getirilmesi ve onlara ilköğretim diploması sağlanması ile ilgili konuları düzenler.

5-Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu No.5544. 2006’da geçerli olan bu kanun ile Türkiye’deki eğitim ulusal mesleki standartlar ve bazı konuların işlenişi anlamında yeni bir boyut kazanmıştır. Bu gelişme, yaygın eğitim çalışmalarında yeni düzenlemelere yön verecektir (programlar, yeterlilikler ve profesyonel standartları sağlama).

6-MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği (2006). Yaygın eğitimin düzenlenmesi için temel bir kaynaktır. Temel olarak Halk Eğitim Merkezleri tarafından organize edilen programları içerir.

7-Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği (2002). Yaygın mesleki eğitimi ve çıraklık eğitimi, mesleki ve teknik eğitim düzenlemeleri ile bütünlüğü(öğretim programı, hedefler, değerlendirme ve belgelendirme vb.) içerir.

8-Kamu Kurum ve Kuruluşları, Belediyeler, Vakıflar..Yaygın Eğitim Amaçlı Kurslar Yönergesi (2006).Milli Eğitim Bakanlığı dışında toplumsal kurumlar tarafından; belediyeler, vakıflar, dernekler, daireler vb. organize edilen ücretsiz eğitim programları ile ilişkili konuları içerir. Bu programlar MEB’in kontrolü altında gerçekleşmektedir.

Bu yasal düzenlemeler dışında Özel Eğitim Kurumları ile ilgilenen bir Özel Öğretim Kurumları Kanunu bulunmaktadır.

Yaygın eğitimle ilgili olarak temel ilkeler şunlardır; Herkese karşı açıklık, gerekliliklere uyma, süreklilik, yeniliklere ve gelişmelere açık olma, her yerde eğitim, dikey ve yatay geçişlere açıklık, karar süreçlerine katılıma ortak olma, mesleki ve teknik eğitim bütünlüğü (örgün, yaygın ve çıraklık).

Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda yetişkin eğitimi ile ilgili birçok düzenlemeler yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bu düzenlemelerden en önemlisi kısa bir süre önce adapte edilen ve uygulamaya konulan MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliğidir. Bu düzenleme ile yaygın eğitim kurumlarının 1979 da kabul ettiği düzenlemeler iptal edilmiş oldu. Yeni düzenlemeler yetişkin eğitimi ile ilgili yeni yaklaşımlar önermektedir. Dokuzuncu Kalkınma Planı. Eğitim sisteminin yaşam boyu öğrenme görüşü ile ilişkilendirerek bilgisayar yoluyla öğrenmeyi de içeren yaygın eğitim fırsatları geliştirir.

Dokuzuncu Kalkınma Planı ile paralel olarak MEB toplumun yaşam boyu öğrenme düşüncesini içselleştirmelerine yardımcı olacak her tür yaygın eğitim ortamını destekleyici uzun vadeli hedefler önermiştir.

Bu konuyla ve stratejiyle ilgili olarak yapılan ilk çalışmalar bir Avrupa Birliği Projesi (MEGEP) ile başlamıştır. Ve ilk adım olarak ‘Türkiye’de Yaşam Boyu Öğrenmeye İlişkin Bir Politika raporu hazırlanmıştır.

Mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak yapılan en son düzenleme Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu 2006’dır. Yukarıda bahsedildiği gibi ulusal mesleki yeterlilikleri geliştirme olarak değerlendirilen bu yeni düzenleme yaşam boyu öğrenmeye doğru teşvik edici bir görüştür.

  1. 2.        YETİŞKİN EĞİTİMİNDE GÜDÜLENME VE GÜDÜLEME

         Yetişkin eğitimi programlarında, başarı ve başarısızlığı belirlemede, yetişkinlerin eğitim programlarına katılmalarında, eğitimin devamını sağlamada güdüleme ve harekete geçirme çok önemlidir. Yetişkinlerin ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda programlara katılmaları, çaba göstermeleri ve başarılı olmaları için güdülenmeleri gerekmektedir.
       Bilindiği gibi; bireylerin davranışlarının, ‘fiziksel’ ve ‘sosyal çevreden gelen nedenler’ ile ‘içlerinden gelen nedenler’ olarak üç temel nedeni vardır. Bireylerin davranışlarını, fizyolojik-psikolojik uyarcılar ile ilgi, dürtü, istek, amaç, idealler ve tutku gibi içten gelen uyarıcılar daha kuvvetli olarak etkilemektedir. Bunların hepsine birden ‘güdü’ denilmekledir.
       Güdüleme ise; bireyin iç ve dış uyarıcıların etkisiyle harekete hazır hale gelerek bir davranışta bulunması olarak tanımlanmaktadır. Güdüleme; istek, arzu. Gereksinme, dürtü ve ilgi gibi bireyin içinden gelen uyarıcılar ile zorlama, ceza, kural, koşul gibi çevreden gelen uyarıcıları kapsamaktadır.

       Güdüleme ile ilgili olarak, bir kısmı ‘öğrenme’ ile bir kısmı ise ‘eğitime katılmayla’ ilgili olan çeşitli kuramlar bulunmaktadır. Öğrenmeye güdüleme kuramları daha çok örgün eğitimde kullanılmakla birlikte, yetişkin eğitiminde de kullanılmaktadır.

       Yetişkin Eğitiminde Güdüleyici Faktörler: Yetişkin eğitiminde yetişkine aktarılan bilgi ve verilen eğitim onun yararına bile olsa, birey dinlemek/yapmak istemeyebilir. Bu nedenle yetişkin eğitiminde ilk aşama; eğitimin yararını bireye algılatmak, konuyla ilgilenmesini sağlamak ve yetişkini güdülemek gerekir.

 

2.1. Yetişkini Güdülemede;

Özendirme,

Etkin öğrenme ortamını hazırlama,

Konunun önem ve gerekliliğini hissettirme,

Sıkıcı olmayan öğrenme yöntemlerini seçme,

İhtiyaç duyulan ve kısa zamanda hayatında kullanılacak konuların seçilme,

Eğiticinin iyi ilişkiler kurması,

Yetişkin öğrencilere değer vermesi,

Anlayışlı olması gibi durumlar önemli olmaktadır.

 

  1. 3.      YETİŞKİNİ ÖĞRENMEYE GÜDÜLEYEN FAKTÖRLER

Daha bilgili olmak,

Yeni bir işe hazırlanmak,

İş başında yetişmek,

Boş zamanı iyi ve yararlı olarak geçirmek,

Yeni ve çekici bireylerle tanışmak,

Yüklendiği işleri yerine getirmede ustalık kazanmak,

Kişiliğini geliştirmek ve bireylerle daha iyi ilişkiler kurmak,

Gelirini artırmak.

4. YETİŞKİN EĞİTİMİNDE KULLANILAN BAZI GÜDÜLENME KURAMLARI

Atkinson, güdülemeyi; geçmiş yaşantıların olumlu veya olumsuz etkilerine bağlı ipuçları ile ortaya çıkan bir beklenti durumu olarak tanımlamaktadır. Yetişkinin geçmiş deneyimleri, sadece bu günü değil, gelecekteki öğrenme arzusunu, heyecanını ve öğrenmeye karşı tutumunu da etkilemektedir. Yetişkin eğitiminde bu kurama göre; yetişkinler öğrenmeye güdülenmeli, öğrenebileceğine inandırılmalı ve öğrendiklerinin kendisine yarar sağlayacağı anlatılmalıdır.

Weiner, güdülenmenin, bireylerin çalışmalarına katkı getirdiğini ve güdülenme durumlarına göre başarı veya başarısızlıklarını kabul etmelerini sağladığını, az güdülenmiş kişilerin ise, başarısızlıklarını ya görevin zorluğuna ya da şansa bağladıklarını belirtmektedir. Bu kurama göre; özellikle yetişkin eğitiminde, yetişkine gerekli bilgiler verilerek, yeteneğine, gücüne ve kendisine güvenmesi sağlanmalıdır.

Bruner, öğrenme isteğinin öz bir güdü olduğunu belirtmektedir. Bruner'e göre; bireylerin içinden gelen güdüler, “merak”, “bir iş yapma” ve “grup üyeleri ile ortak hareket etme”dir ve bunlar, ödül, ceza veya zorlama gibi dış uyarıcılardan daha yararlıdır.

Maslow, insanların güdülenmesini, ihtiyaçlar hiyerarşisine dayalı olarak açıklamaktadır ve güdülenmede en yaygın bilinen kuramdır. Maslow; insan güdülerini bir piramit gibi birbiri üstüne aşamalı olarak yerleştirmekledir.

            5 . YETİŞKİN EĞİTİMİNDE KULLANILAN BAZI GÜDÜLEME TİPLERİ

Johnston ve Rivera'ya göre; yetişkinler, kişisel, sosyal ve mesleki bir sorunu çözeceği ya da kendisine mutluluk getireceğini düşündüğünde, düzenli öğrenme faaliyetine katılmaya güdülenmektedir.

Houle, eğitime katılan yetişkinlerin, ‘amaca’, ‘etkinliğe’ ve ‘öğrenmeye’ yönelimli olmak üzere üç grupta ele alınabileceğini belirtmektedir.

Houle'a göre; ’amaca yönelimli’ yetişkinler, öğrenmeyi amaçlarını gerçekleştirmek için istemekle, ihtiyaçları ve ilgileri doğrultusunda eğitime katılmakta, eğitim, amaçlarını gerçekleştirmeye yarıyorsa devam etmekte, aksi takdirde eğitimden ayrılmaktadırlar.

         ‘Etkinliğe yönelimli’ yetişkinler, daha çok insan ilişkilerine ve sosyal ilişkilere dayalı olarak eğitime katılmaktadırlar. Yeni kişilerle tanışma, dost olma önem taşımaktadır. Böyle bir ortamı bulamadıklarında eğitime devam etmemektedirler.

         ‘Öğrenmeye yönelimli’ yetişkinler ise; sürekli bilginin peşinden koşmakta, çeşitli bilgiler edinmek için eğitime katılmaktadırlar. Öğrenme bir ihtiyaçtan doğmuş olmayabilir. Eğitime katılan yetişkin için herhangi bir konuda bilgi edinmek önemlidir, bu tip yetişkinler doymaz okuyuculardır.

Boshier, yetişkinlerin eğitime katılmalarında; uyarılma, meslekte ilerleme, sosyal refah, sosyal ilişki-beklentiler ve bilinçli ilgi şeklinde beş faktör tanımlamaktadır. Yetişkinlerin yaş, cinsiyet, medeni durum, mesleki ve sosyal durumları eğitime katılmalarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu faktörler dikkate alınarak yetişkinler güdülenebilir.

Nelson, yetişkinleri güdülemede dört adım önermektedir:

         Başlangıç aşamasında, yetişkinin bol övgüye ihtiyacı vardır. Olumlu güdüleme yapılmalı, yetişkin yapabileceğine, öğrenebileceğine inandırılmalıdır. Olumlu geribildirim verme adımında; yetişkin işi ya da öğrenmeyi sürdürürken eğitmen olumlu geribildirimler vermelidir.

      Yetişkinin düşüncelerini alma adımında; eğitmen, yapılan iş ya da öğrenme ve yetişkinin gelişimi hakkında düşüncelerini almalıdır. Takdir etme adımında; yetişkin artık kendinden emin ve başarılı bir şekilde, kendi öğrenmesini sürdürebilecek düzeydedir. Eğitmen onu takdir etmelidir.

6. HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİN AMACI

Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında ve dışındaki tüm düzenli eğitim faaliyetleri olup, hayat boyu öğrenmenin alt sistemi ve ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye’deki yaygın öğretimin amacı okuma-yazma bilmeyen yetişkinlere okuma ve yazma öğretmek, ulusal birliği destekleyici ve demokrasiyi güçlendirici çalışmalar yapmak, işsizlerin ya da kariyerini değiştirmek isteyen kişilerin becerilerini geliştirmek, eğitsel çalışmalar yaparak kırsal alanlardan kentlere göç eden insanların adaptasyonlarına yardımcı olmak, onları takdir ederek boş zamanlarını faydalı etkinliklerle geçirmelerine olanak sağlamaktır.

 Halk eğitimi merkezleri ise ülkemizdeki yaygın eğitim faaliyetlerinin en büyük sunucusu ve en geniş teşkilat ağına sahip kurumlarıdır. Türkiye’ de Yaygın eğitim faaliyetleri, Anayasa, Türk millî eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri ile Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda evrensel hukuka, demokrasi ve insan haklarına uygun ve bir bütünlük içinde yerine getirilmesi için planlı kalkınma hedefleri kapsamında toplumun özellikleri ve ihtiyaçlarına göre yapılmaktadır.

“Eğitim faaliyeti yapma” ve “eğitim faaliyetinin yapılmasını sağlama/destekleme” gibi iki ana görevi bulunan bu merkezler;

1- Bireylerin millî bütünleşme ve bireysel gelişimini güçlendirici, yurttaşlık hak ve ödevlerini bilinçli olarak yapmalarını sağlayıcı, demokrasi kültürünü, düşünce, kişilik ve yeteneklerini geliştirici biçimde eğitim çalışmaları yapmak,

2- Bilmeyenlere okuma-yazma öğretmek, bilenlere eksik eğitimlerini tamamlamaları için sürekli eğitim imkânları hazırlamak,

3- Türkçenin doğru, güzel, etkili ve kurallarına uygun olarak öğretilmesi, kullanılması ve yaygınlaştırılması yönünde yurt içi ve ikili anlaşmalar çerçevesinde yurt dışı için öğretim programları hazırlamak ve uygulanmasını sağlamak,

4- Millî kültür değerlerinin korunmasına, dünya kültürüne açık olarak geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına yardımcı olmak,

5- Yöresel özellik ve ihtiyaçlara göre eğitim, öğretim, üretim, istihdam ve pazarlamaya yönelik çalışmalar ile nitelikli iş gücünün yetiştirilmesinde meslekî ve teknik içerikli eğitim çalışmaları yaptırmak,

6- Göç edenlerin yeni ortamlarına uyum sağlamalarına yönelik eğitim çalışmaları yaptırmak,

7- Sağlık kuruluşları ve alan uzmanları ile iş birliği yapılarak halk sağlığının korunması, aile planlaması, sağlıklı beslenme ve barınma, iyi bir üretici ve bilinçli bir tüketici olma niteliğini kazandırıcı çalışmalar yaptırmak,

8- Hayat boyu öğrenme anlayışıyla bireylerin; bilimsel, girişimci, teknolojik, iktisadi, sosyal, kültürel gelişmelerini ve serbest zamanlarını en iyi şekilde değerlendirme ve kullanma alışkanlıkları kazandırmak, yeteneklerini geliştirme imkânını sağlamak,

9- Özel eğitim gerektiren bireylere, gelişim özelliklerine göre, bireysel yeterlilikleri doğrultusunda okuma-yazma öğretmek, bilgi ve beceri kazanmalarını sağlamak,

10- Aile eğitimi programları ile Türk aile yapısını güçlendirerek toplumsal yapının korunmasını sağlamak ve bu amaçla sürekli eğitim imkânları hazırlamak,

11- Toplumda sevgi, hoşgörü, diyalog, iş birliği, farklılıklara saygı, yardımlaşma ve birikimleri paylaşma kültürünün gelişmesini sağlamak,

12- Yaşlı bireylerin sosyal ve ekonomik hayata etkin olarak katılımları için eğitim çalışmaları yapmak

13- Değişen toplumsal ve ekonomik rollere uyumlarını desteklemek,

14- Değişen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak,

15- Çocuğun kişilik gelişiminde ve eğitiminde önemli bir rolü olan aileyi bilgilendirerek güçlendirmek,

17- Örgün eğitim yoluyla edinemediği ya da yeterince elde edemediği imkânlardan yararlandırmak,

18- İş öncesi veya iş başında eğitimler düzenlemek,

19-Yaşam boyu eğitim anlayışıyla eşit fırsatlar yaratmak,

20-Toplumda katılımcı, paylaşımcı bir demokrasi kültürünün yerleşmesi için bireyi hakları ve sorumlulukları konusunda güçlendirecek programlar sunmak,

21- Diğer resmî ve özel kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluşların halka açık düzenledikleri yaygın eğitim amaçlı etkinlikleri koordine etmek amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı tarafından il ve ilçelerde açılmaktadır.

Bu amaç kapsamında açılan kurslar;

a) Merkez binalarında,

b) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde,

c) İl, ilçe, belde, köy ve mahallelerde eğitim için sağlanan yerlerde,

ç) Rehabilitasyon merkezlerinde,

d) Kamu veya özel kuruluşlara ait yerlerde,

e) Örgün eğitim, öğretim kurumlarına ait binalarda,

f) Gezici olarak hazırlanan mobil eğitim araçlarında,

g) Merkezlerce uygun görülen diğer yerlerde düzenlenir.

Mesleki ve teknik, sosyal ve kültürel alanlarda meydana gelen gelişmeler doğrultusunda kaynakları birleştirmek, eğitimde kaliteyi yükseltmek, istihdam kolaylığı ve katılımcılara sosyal yararlar sağlamak amacıyla gerektiğinde çeşitli örgün eğitim-öğretim kurumlarına ait binalarda ve programların özelliğine göre atölye ve laboratuvar gibi eğitim ortamlarında, özel ve resmî kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak da kurslar düzenlenebilir.

Dünyada; yetişkin eğitimi merkezi, halk okulu, halk koleji, toplum okulu, çok işlevli toplum merkezi, işçi üniversitesi adıyla faaliyet gösteren örgün eğitim dışındaki kurumlar, ülkemizde halk eğitimi merkezi adıyla hizmet sunmaktadır. Bu kurumlar Millî Eğitim Bakanlığına bağlı tam resmî kurumlardır.

Halk eğitimi merkezleri yapı itibariyle Türkiye’ye özgü kuruluşlardır. Bu kurumlar aynı zamanda örgün eğitim fırsatını kaçırmış olanlar için ikinci şans okulları olup aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığının mobil gücüdür. Dinamik yapısıyla çok hızlı organizasyon kabiliyetine sahip kuruluşlardır. Yaygın eğitim konusunda ileri düzeyde bilgili ve deneyimli personele ve yerleşim biriminin özelliği ne olursa olsun, her alanda ihtiyaç duyulan mesleki, sosyal, kültürel, sanatsal, sportif amaçlı eğitim faaliyetini en hızlı ve en kısa sürede düzenleyebilme refleksine sahiptir. İşbirliği, koordinasyon ve kendine özgü kurumsal kültürü oluşturmuştur.

Halk eğitimi merkezleri toplumla barışık, halkın sevdiği ve tereddüt etmeden girip çıkabildiği eğitim kurumlarıdır. Özellikle kırsal kesimde yaşayan genç kızlarımızın ve kadınlarımızın ilkokul/ilköğretim okulundan sonra gördükleri tek sosyal merkez, halk eğitimi kursları ve halk eğitimi merkezleridir. Bu kesimlerde genellikle bir takvim yılı devam eden (biçki-dikiş, nakış, halı, kilim gibi) kursların talep edilmesi, bu sosyal ortamda olabildiğince uzun süre kalabilme istek ve arzusudur.

Özellikle, eğitime katılma ve eğitim alma konusuna direnç gösteren kesimlere yönelik yapılan çalışmalarda kendilerince “dikiş kursları” diye tabir ettikleri halk eğitimi kurslarına katılma yönünde bir ilginin ve eğilimin öne çıktığı, katı bir dirençle karşılaşılmadığı görülmektedir. Dikiş-nakış, halı, kilim gibi kurslar bu yaklaşım içindeki vatandaşların eğitime katılımlarının sağlanmasında tek ve en önemli vasıta olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu kesimlerin yoğun ilgisi toplumda, bu merkezlerin bütünüyle dikiş-nakış merkezleri olduğuna ilişkin bir ön yargı da doğurmuş, ancak sosyal, siyasal, kültürel, teknolojik, ekonomi ve endüstri alanındaki gelişmelere paralel, ortaya konulan çok çeşitli eğitsel faaliyetlerle bu yargı büyük ölçüde giderilmiştir.

Tüm bunlardan, ülkemizde halk eğitimi merkezlerine karşı büyük bir sempatinin oluştuğu ve bu kurumların kendilerine en yakın kurumlar olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Bulundukları bölgenin eğitim, öğretim, üretim, rehberlik, bilgi erişim, danışma, öğrenme, kültür ve sanat merkezi olan halk eğitimi merkezleri, bu özellikleri ile batılı ülkelerdeki “çok işlevli toplum merkezleri” özelliğini taşımaktadır. Bundan da söz konusu merkezlerin bütünüyle meslek edindirme merkezleri ya da kültür ve sanat merkezleri değil, hem meslek edindirme hem kültür sanat hem de sportif eğitim merkezleri olduğu özelliği görülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasıyla ülkede başlatılan okuma yazma sorununu çözümleme, millî kültürü yaygınlaştırma, Cumhuriyet ülküsünü ve Atatürk ilkelerini benimsetme çalışmalarının bir uzantısı olarak ve halk evlerinin boşluğunu kapatmak üzere 1953’te açılmaya, 1956’da yaygınlaşmaya başlanmıştır.

Halka meslekî ve sosyal kültürel amaçlı bilgi beceri kazandıran, onların boş zamanlarını olumlu faaliyetlerle değerlendirmelerini sağlayan, gelirlerini artıran, birer yaygın eğitim kurumu olarak etkinliklerini sürdüren bu kurumlar; 1960’lı yıllarda ülke çapında birer halk okulu olarak hızla geliştirilmeye çalışılmış ve yayılmaya başlamıştır.

Halk eğitimi merkezlerinin kurulmasında, batılı ülkelerdeki çok işlevli toplum merkezlerinin yapısal özelliklerinden esinlenildiği görülmektedir.

Eski halkevi binalarından halk eğitimi merkezine dönüştürülen İstanbul-Kadıköy, İstanbul-Eminönü, Kocaeli-İzmit, Erzurum ve Edirne halk eğitimi merkezlerinin fiziksel yapıları incelendiğinde çok amaçlı salon, kolayca yer değiştirebilen sandalye ve kürsülerden donanmış sınıflar, seminer odaları, atölyeler, resim ve hobi odaları, spor salonu, bürolar, öğretmenler odası, çocuk odası, dinlenme odası, kütüphane, mutfak, sergi salonu, bilişim sınıfları, laboratuvar, depoların bulunduğu Batılı ülkelerdeki ideal “çok işlevli toplum merkezleri” ile aynı özellik ve nitelikleri taşıdıkları görülmektedir. Bundan da, yaygın eğitim amaçlı hizmetlerin yürütülmesinde uluslararası bir anlayış ve uygulama birliğinin kendiliğinden oluştuğu sonucu çıkmaktadır.

Kuruluşunun, ülkemizde eğitim yönetimi alanında yeni arayışların başladığı yıllara rastlaması halk eğitimi merkezlerinin yönetiminde çağdaş eğitim yönetimi anlayışının yer alma zorunluluğunu getirmiştir. Zira Türk eğitim sistemi içerisinde tamamlayıcı rol üstlenen merkezlerin gerçekten etkili ve verimli olmaları, çağdaş yönetim anlayışına uygun biçimde yönetilmeleri ile mümkündür.

7. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE HALK EĞİTİM

Bugünkü anlamda Yaygın Eğitim faaliyetlerinden farklı olmakla beraber, yetişkin eğitim çalışmalarına, Türk Eğitim Tarihinin her devirde rastlanmaktadır. Bunların birçoğu, dinî törenlerde kendini göstermiş, etkili ve sürekli bir eylem olarak ortaya konmuştur. Türk destanları, Orhun Kitabeleri ve Dede Korkut Hikâyeleri örnek olarak gösterilebilir.

Osmanlı Dönemindeki eğitim etkinliklerinin niceliksel bütünü örgün eğitimden ziyade yetişkin eğitimi alanına girmektedir. Çünkü bu tür etkinlikler çoğu zaman planlı olmamıştır. Camilerde, tekkelerde, tekke ve zaviyelerde görülen dinsel içerikli etkinlikler, usta-çırak ilişkisi, Ahi örgütleriyle loncalarda görülen etkinliklerdir. (Okçabol, 1999)

İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesinden sonra, Anadolu ve Rumeli'den iş bulmak için gelenleri eğiterek, işe hazırlamak amacıyla Terbiye Ocakları açılmıştır.

“İslam Öğretim Derneği”’nin okuma-yazma ve hesap kursları, “İttihat ve Terakki Partisi” ve “Türk Ocakları”nın toplumsal bilinçlendirmeye yönelik kursları başlıca eğitsel etkinliklerdir.

Bu dönemin en önemli özelliği Tevhidi Tedrisat Kanunu ve Harf İnkılabıdır. Tevhidi Tedrisat Kanunu ile Osmanlıdan kalan geleneksel eğitim kurumları kaldırılmış, yerine modern ve tek yapıda eğitim kurumları açılmaya çalışılmıştır. Bir tür sivil eğitim kurumu olan tekkeler ve zaviyeler de kapatılarak bunların toplumsal alandaki belirleyicilikleri de silinmeye çalışılmıştır.

Yukarıdaki kurumların birleştirilmesinden sonra Millet Mektepleri kapsamında 1928-1929 döneminden 1979-1980’e kadarki toplam on okuma-yazma kampanyasında yaklaşık olarak bir milyon kişi eğitim almıştır. Bu kursların A ve B olmak üzere iki kademesi vardır. A kategorisinde Arapça bilenlerle, okuma-yazma bilmeyenler ve A kurslarını tamamlayanlara B

kategorisinde temel vatandaşlık eğitimi ve kültürel eğitim verilmiştir. (Okçabol,1999)

Türkiye’de ilk halk eğitimi merkezleri 1953 yılında Edirne, Kastamonu, İzmir, Ordu ve Trabzon il merkezlerinde açılmıştır. Bunları Adana, İstanbul-Kadıköy, Samsun, İzmir-Bergama, Ağrı, Amasya Muğla, Kahramanmaraş, Erzurum, Yalova, Hatay, Mardin, Kayseri, Van, Malatya ve Diyarbakır halk eğitimi merkezleri izlemiştir. Takip eden yıllarda hızla teşkilatlanan merkezlerin sayısı günümüzde 970 ‘i aşmıştır.

Dünyadaki bilim, teknoloji, sosyal, siyasal ve kültürel alandaki hızlı gelişmeler kurumların yapısal nitelikleri ve işlevlerini de etkilemekte ve bu yönde bazı değerlendirme ve sorgulamaları gündeme getirmektedir.

Hayat boyu eğitim, hayat boyu öğrenme, yetişkin eğitimi, sürekli eğitim, öğrenmeyi öğrenme  gibi kavramların ortaya çıkması, önem ve öncelik kazanması doğal olarak dikkatlerin halk eğitimi merkezlerinin üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Özellikle bu kavram ve zihniyet değişikliğinin ilk adımı sekizinci beş yıllık kalkınma planında atılmıştır.

Bilişim teknolojisindeki hızlı gelişimin paralelinde halk eğitimi merkezlerinde kamu internet erişim merkezleri (KİEM) kurulması, okuma salonları geliştirilmesi, zenginleştirilmiş kütüphane hizmetlerinin artırılması, uzaktan eğitim programları, online sınav sistemlerinin uygulamaya konulması vb. çalışmalar halk eğitimi merkezlerini doğal olarak birer “hayat boyu öğrenme merkezi” konumuna getirmiştir.

Kurulduğu günden bugüne kadar aynı isimle faaliyetlerini sürdüren bu kurumlar kursiyerlere pratik eğitim yapma fırsatı sağlamak, atıl kapasiteyi kamu yararı bakımından değerlendirmek, mal ve hizmet üretimi yapmak amacıyla “eğitim içinde üretim, üretim için eğitim” yaklaşımıyla çalışmalar sergilenmektedir.

Türkiye’ de Yetişkin Eğitiminin Tarihçesi’ni Sıralayacak Olursak;

Medreseler

Enderun Okulları

Ahilik

Loncalar

Ordu

Üniversitelerde serbest derslerin başlatılması

Gönüllü derneklerin çalışmaları

     a) İslam Öğretim Derneği (1864)

     b) Osmanlı Bilim Derneği (1860)

     c) Beşiktaş Bilim Derneği (1868)

     d) İttihat ve Terakki Fırkası (1910)

     e) Türk Ocağı (1911)

Ethem Nejat’ın Broşürü (1911)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun Konferansı (1914)

TBMM Hükümeti İzlencesi (1922)

Yasalar

   a) İlköğretim Geçici Yasası (1913)

   b) Özel Okullar Yönetmeliği (1913)

   c) İl Genel Yönetimi Geçici Yasası (1914)

 

Cumhuriyet Dönemi

İsmail Safa’nın Genelgesi (1923)

Eğitimin Birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat) Yasası(1924)

Eğitim Örgütüne İlişkin Yasa (1926)

Halk Eğitimi Bölümü (1926)

Halk Derslikleri (1927)

Harf Devrimi (1928)

Millet Mektepleri (1928)

Akşam Sanat ve Ticaret Okulları (1928)

Halk Okuma Odaları (1930)

Halkevleri (1932)

Köy Eğitmen Kursları (1936)

Köy Enstitüleri (1942)

Halk Eğitim Toplu Çalışması(semineri) (1951)

Halk Eğitimi Sormacası(anketi) (1952)

Er Okuma yazma okulları (1959-1975)

Ulusal Temel Eğitim Merkezi (1960)

Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü (1960)

Devrimci Eğitim Şurası (1968)

Okuma-Yazma Seferberliği (1981)

Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Md. Açılması (1983)

Günümüzde gerek bünyesindeki döner sermaye işletmesi gerekse mülki amirliklerce özel idare, köye hizmet götürme, SYDV bünyelerinde kurulan işletmeler işbirliğinde eğitim süreci içinde ürettiği mal ve hizmeti ulusal ve uluslararası düzeyde pazarlayabilme başarısını gösteren ve bu özellikleri ile kamuoyunda beğeni ve takdir toplayan çok sayıda halk eğitimi merkezi bulunmaktadır.

 

8. KALKINMA PLANLARINDA HALK EĞİTİM MERKEZLERİ

Birinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1963-1968): Halk Eğitimi tanımına ilk defa kalkınma planında yer verilmiştir. Bu planda mesleki eğitim merkezlerinin açılması önerilmiştir.

İkinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972): Bu planda kadınların eğitimi ve okuma-yazma öğretimine büyük önem verilmiştir.

Üçüncü 5 Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977): Planda pratik sanat, pratik sağlık ve pratik tarım okullarının geliştirilmesi öngörülmüştü.

Dördüncü 5 Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983): Yaygın eğitimin örgün eğitimi tamamlayacak şekilde ele alınması eğitim programlarının hazırlanması öngörülmüştür.

Beşinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989): Yaygın eğitimin örgün eğitimle iç içe ele alınması belirtilmiştir.

Altıncı 5 Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994): Planda bilim ve teknolojideki yenilikler bilgi toplumu çağına girilmesi gibi nedenlerle yaygın eğitimi daha çok güven kazanacağı vurgulanmaktadır.

Yedinci 5 Yıllık Kalkınma Planı (1995-2000): İşgücü arzının artması planlanmış yaygın eğitimin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi insan gücünün yetiştirilmesi temel ilke olarak belirtilmiştir.

Sekizici 5 Yıllık Kalkınma Planı: (2001-2005)

“Herkes İçin Hayat Boyu Öğrenme”

Eğitim sistemi dışında kalan çocukların tamamının çıraklık eğitimi kapsamına alınması sağlanamamış Örgün ve yaygın eğitimin dışında kalan çocukların sosyal ve ekonomik yönden uygun olmayan şartlarda çalışması, bunların ruh ve beden sağlıklarını olumsuz yönde etkilediği gibi insan kaynaklarının da verimsiz kullanımına neden olmaktadır. Kişinin en temel hak ve ihtiyaçlarından olan dini bilgi ve bilgilendirmenin örgün ve yaygın eğitim kurumlarında verilmesine devam edilecektir.

Milli eğitim, herkes için hayat boyu öğrenme yaklaşımıyla bilgiye ulaşma yol ve yöntemlerini öğreten, etkin bir rehberlik hizmetini içeren, eğitimin tüm evrelerinde yatay ve dikey geçişlere imkan veren, piyasa meslek standartlarına uygun, üretime dönük eğitime ağırlık veren, yetki devrini esas alan, istisnasız tüm öğrenciler için fırsat eşitliğini gözeten bir sistem bütünlüğü içerisinde yeniden düzenlenecektir

Toplumda hayat boyu öğrenme anlayışının benimsenmesini esas alan her türlü yaygın eğitim imkanı geliştirilecek; özellikle üniversiteye giremeyen gençlere kısa yoldan beceri kazandırma ve meslek edindirme faaliyetleri artırılacak, mahalli idarelerin, gönüllü kuruluşların ve özel sektörün bu konudaki faaliyetleri özendirilecektir.

Örgün ve yaygın mesleki-teknik eğitime  ağırlık verilecek, ortaöğretimde mesleki teknik eğitimin payı artırılacak, üniversitelere giriş sınavlarında normal liseler ile meslek ve teknik lise mezunları arasındaki farklı değerlendirmeler kaldırılarak, mesleki ve teknik eğitimin yaygınlaşması teşvik edilecek, mesleki teknik eğitim programlarının meslek standartlarına dayalı olarak yapılması sağlanacak ve çalışma hayatı ile işlevsel işbirliği geliştirilecektir.

Dokuzuncu 5 Yıllık Kalkınma Planı:2007-2013

Eğitim kurumları dışında kazanılan becerileri de belgelendirecek tutarlı ve güvenilir, meslek standartlarına dayalı bir sınav ve belgelendirme sistemi oluşturulamamıştır. Ancak, meslek standartları, sınav ve belgelendirme sistemini devlet, işçi ve işveren kesimleriyle işbirliği içinde kurmak, yaygınlaştırmak, geliştirmek ve idame ettirmek amacıyla Ulusal Mesleki Yeterlikler Kurumunun oluşturulmasına yönelik yasal düzenleme çalışmaları sürdürülmektedir

Toplumda yaşam boyu eğitim anlayışının  benimsenmesi amacıyla e-öğrenme dahil, yaygın eğitim imkanları geliştirilecek, eğitim çağı dışına çıkmış kişilerin açık öğretim fırsatlarından yararlanmaları teşvik edilecek, beceri kazandırma ve meslek edindirme faaliyetleri artırılacaktır.

Onuncu 5 Yıllık Kalkınma Planı:2014-2018

Nitelikli insan, güçlü toplum

Eğitim sistemi ile işgücü piyasası arasındaki uyum; hayat boyu öğrenme perspektifinden hareketle iş yaşamının gerektirdiği beceri ve yetkinliklerin kazandırılması, girişimcilik kültürünün benimsenmesi, mesleki ve teknik eğitimde okul-işletme ilişkisinin orta ve uzun vadeli sektör projeksiyonlarını dikkate alacak biçimde güçlendirilmesi yoluyla artırılacaktır.

Ulusal Yeterlilik Çerçevesi oluşturularak eğitim ve öğretim programları ulusal meslek standartlarına göre güncellenecek, önceki öğrenmelerin tanınmasını içeren, öğrenci hareketliliğini destekleyen ulusal ve uluslararası geçerliliğe sahip diploma ve sertifikasyon sistemi geliştirilecektir.

Eğitim sisteminde, bireylerin kişilik ve kabiliyetlerini geliştiren, hayat boyu öğrenme yaklaşımı çerçevesinde işgücü piyasasıyla uyumunu güçlendiren, fırsat eşitliğine dayalı, kalite odaklı dönüşüm sürdürülecektir.

9. HALK EĞİTİM MERKEZLERİYLE İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER ve  MEVZUAT TARİHÇESİ

  • «863» sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanmış olan Yönetmelik
  • 1 Haziran 1963 gün ve 11417 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Halk Eğitimi Merkezleri Yönetmeliği
  • 4 Haziran 1963 gün ve 11419 sayılı Resmî Gazete'de

      yayımlanan Halk Eğitimi Başkanlığı Yönetmeliği;

  • 23 Mart 1970 gün ve 13452 sayılı Resmi Gazetede

       yayımlanan Eğitim Odaları Yönetmeliği ;

  • 2 Ağustos 1958 gün ve 224 sayılı Bakanlık Müdürler

      Komisyonu Kararı ile yürürlüğe giren Köy Kursları  Yönetmeliği;

  • 10 Eylül 1962 gün ve 1220 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan Halk Dersaneleri Yönetmeliği
  • Müfredat Programı ek ve değişiklikleri ile «Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Uygulama Anaokulları, Temel Eğitim İkinci Kademe Okulları (ortaokul), Ortaöğretim ve Yaygın Eğitim Kurumlan Öğretmenlerinin Tayin, Nakil ve Karşılıklı Yer değiştirme Yönetmeliği
  • 7/8/1979 tarihli ve 16720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği
  • 14/2/2006 tarihli ve 26080 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği
  • 21/05/2010 tarihli ve 27587  sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği ( BU YÖNETMELİK İLE YUKARIDAKİ TÜM YÖNETMELİKLER YÜRÜRLÜKTEN KALKMIŞTIR)

YÖNERGELER

  • 14/01/1986 tarih ve 245 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren “Yetkili Kalorifer Ateşçisi Yönergesi
  • Mart 1993 tarih ve 2378 sayılı Tebliğler Dergisinde yayımlanan “Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne Bağlı Halk Eğitimi Merkezlerine Ait Çok Amaçlı Salon ve Müştemilâtını Kullanma Yönergesi”,
  • Millî Eğitim Bakanlığının 25/02/1994 tarih ve 1445 sayılı Onayı ile yürürlüğe giren “Türk Halk Oyunları Yöre Oyunları Öğreticisi Yetiştirme Kursu Yönergesi”,
  • 18/09/1995 tarih ve 4739 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren “Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü Eğitici Anne Kursu Yönergesi”
  • 03/12/1997 tarih ve 6007 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren “Millî Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü Anne Çocuk Kursu Yönergesi
  • 14/01/1998 tarih ve 50423 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren “Millî Eğitim Bakanlığı Motorlu Taşıt Sürücüleri Kursları Sınavlarında ve İş Makineleri Kullanma Sertifikası (Operatörlük Belgesi) Veren Kursların Sınavlarında Sınav Sorumlusu Olarak Görev Alacak Elemanların Katılacakları Kursa Dair Yönerge,
  • 16/05/2005 tarih ve 2857 sayılı Bakanlık Onayı ile yürürlüğe giren “Kamu Kurum ve Kuruluşları, Belediyeler, Vakıflar, Dernekler ve Meslek Odaları Tarafından Millî Eğitim Bakanlığının Denetim ve Gözetiminde Ücretsiz Olarak Açılacak Yaygın Eğitim Amaçlı Kurslar Yönergesi”,
  • Bakanlık Makamının 07/07/2006 tarih ve 4235 sayılı Onayı ile yürürlüğe giren “Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne Bağlı Halk Eğitimi Merkezlerindeki Yöneticiler Dışında Görevli Diğer Personelin Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Belge ve Değerlendirmelere İlişkin Yönerge”,
  • 11 Haziran 2011 tarih ve 2645 sayılı TD yayımlanan Halk Eğitim Faaliyetlerinin Uygulanmasına Dair Yönerge (BU YÖNERGE İLE YUKARIDAKİ YÖNERGELERİN HEPSİ YÜRÜRLÜKTEN KALKTI.)

11. HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİN HEDEF KİTLESİ

Türkiye’deki yaygın eğitimin hedef kitlesi bütün yurttaşlardır; çocuklar, gençler ve yetişkinler. Bu bireyler hala öğrenci olan, ya da herhangi bir eğitim düzeyinden mezun olan işçi ya da işsizler gibi yaygın eğitimden hiç faydalanmamış kişiler olabilirler.

Türkiye’de 14 yaş ve üzeri kişilere mesleki eğitim veren kurum Mesleki Eğitim Merkezleridir. Burada Eğitim;

a-      14 yaşını bitirmiş 4+4+4 sistemi kapsamında devam zorunluluğu olan bir liseye gitmeyen kişiler öncelikle açık öğretim lisesine kayıt yaptırarak mesleki eğitim merkezine çırak olarak kayıt yaptırabilirler. Bu kişiler bir işyerinde çalışıp haftanın bir günü mesleki eğitim merkezine yüz yüze ders görmeye gelmektedirler. Çıraklık süresi ortalama 3 yıldır.

b-      Çıraklık süresini başarıyla dolduran kişiler 2 ile 4 yıl değişen sürede kalfalık eğitimi alırlar. Süre mesleğin özelliğine göre değişir.

c-      Kalfalık süresini başarıyla tamamlayanlar ortalama 4 yıl ustalık eğitimine tabi olurlar. Başarılı olanlar daha kısa bir eğitimle Usta Öğreticilik belgesi alabilirler.

Bunun haricinde bir işte çalıştığını sigorta kaydı ve işyeri tesciliyle belgelendiren çalışan kişiler yaşları, eğitim durumları, sigortalılık süreleri göz önünde bulundurularak yapılacak denklik işlemleriyle kalfalık ve ustalık belgeleri alabilirler.

Aktif İşgücü Piyasasının taleplerini karşılamak ve mesleki becerileri artırmak adına Türkiye İş Kurumu ( İŞKUR ) ile yapılan protokoller ile kurslar düzenlenir. Bu kurslara katılanların  sosyal güvencesinin olmaması zorunludur. (Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, REGA Kalkınma Ajansı, Başkent Üniversitesi Dergisi).

Öncelikli hedef kitle:

a-      Okuma-yazma bilmeyenlerle, temel eğitim eksikliği olanlar; herhangi bir nedenle örgün eğitime devam etmeyenler,

b-       Örgün eğitimin herhangi bir kademesinden ayrılmış olanlar,

c-      Herhangi bir örgün eğitim kurumunu bitirmiş olanlar,

d-      Örgün eğitime devam ederken artakalan boş zamanlarını değerlendirmek isteyenler,

e-       Örgün eğitim yoluyla edindikleri bilgi ve becerilerini tamamlamak, yenilemek, geliştirmek isteyenler,

f-       Herhangi bir işe başlayacak olanlar,

g-       Herhangi bir işte çalışanlar,

h-       Yaşlı ve emekliler,

i-        Yasal kısıtlılık altında bulunanlar,

j-         Dış ülkelere çalışmaya ve öğrenime gidecekler,

k-       Köyden kente göçenler,

l-         Özel eğitim gerektiren kişiler,

m-    Açık ve gizli işsizler,

n-       Özel ve kamu kurum kuruluşlarında çalışanlar,

  • o-       Mesleklerinde ilerlemek isteyenler,

p-      Özelleştirme uygulamaları nedeniyle işini kaybetme riski taşıyanlar,

r-       Bağımsızlığına yeni kavuşmuş Türk Cumhuriyetleri ile Türk Topluluklarında yaşayan soydaşlarımızdır.

Halk eğitimi merkezlerince düzenlenen meslekî teknik ve sosyal kültürel kurslar; çevrede yapılan kapsamlı bir alan araştırması (eğitim ihtiyaçlarını belirleme) çalışmalarından sonra plânlanmakta ve genel olarak 12 kişinin katılımıyla açılmaktadır.

Toplumumuzun önemli bir kısmı ihtiyacının farkında olmadığı için merkezler yıl boyunca farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalarda toplantı yöntemi, görüşme yöntemi, anket yöntemi gibi bilimsel yöntemler uygulanmaktadır.

Eğitime katılma yönünde engelli olan vatandaşlarımızın engel durumları değerlendirilerek imkânlar ölçüsünde bu engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik organize çalışmalar yapılmaktadır.

• Kurslarımızın önceliği, iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelikli ara iş gücünü yetiştirmeye istihdamı desteklemeye yönelik meslek kazandırma kursları, okuma yazma kursları ve aile eğitimi kursları teşkil etmektedir.

     • Daha önce alt programlar şeklinde yürütülen aile eğitimi, çocuk eğitimi, ana-baba eğitimi gibi faaliyetler aile eğitimi adlı programla Genel Müdürlüğün ana faaliyetleri arasında yer almaya başlamıştır.

11. HALK EĞİTİM MERKEZLERİNDE ZAMAN ÇİZELGESİ

Halk eğitim merkezlerinde hafta sonu tatili ve akşam saatleri de dâhil olmak üzere günün 07.00 - 24.00 saatleri arasında yaygın eğitimin ilke ve amaçları doğrultusunda yıl boyunca hizmet sunulmaktadır.

12. HALK EĞİTİM MERKEZLERİNDE DÜZENLENEN KURSLAR                                      Kurs Başlıkları:

  1. Genel Kurslar                           
  2. Meslek Kursları                      _
  3. Okuma- Yazma Kursları
  4. Daha çok sportif, sosyal ve kültürel kurslar
  5. Her türlü meslek edindirme ya da hali hazırda  çalışanlara yeni mesleki bilgi sunma kursları

13. HALK EĞİTİM MERKEZLERİNCE   DÜZENLENEN ETKİNLİKLER ve AÇILAN KULÜPLER

Halk eğitimi merkezlerinde kursların yanı sıra kurs dışı eğitsel etkinlikler ve eğitsel kulüp çalışmalarına da yoğun şekilde yer verilir.

Kurs dışı eğitsel etkinliklerden en önemlileri:

a-      Toplantı

b-      Sohbet

c-      Seminer

d-     Konferans

e-       Panel

f-        Sempozyum

g-       Sanatsal gösteri

h-       Sergi

i-        Festival

j-         Fuar

k-      Doğa yürüyüşü

l-        İmza günleri

Hizmete inanmış gönüllü kişilerden oluşan eğitsel kulüpler de halk eğitimi faaliyetlerine önemli katkı sağlamaktadır. Eğitsel kulüpler halk eğitimi merkezlerinin bünyesinde bağımsız olarak dernek gibi faaliyet yapmaktadır.

Halk eğitimi merkezleri bünyesinde kurulabilen eğitsel kulüplerden bazıları şunlardır:

a-       Güzel sanatlar

b-      Sivil savunma

c-       Tiyatro

d-     Türk halk oyunları

e-      Türk sanat müziği

f-       Türk halk müziği

g-      Spor

h-       Gezi ve turizm

Halk Eğitimi Merkezlerinde düzenlenen mesleki teknik kurslarda mesleki bilgi beceri konularının yanı sıra kursiyerlerinin ihtiyaç duyduğu destek programlarına da (kişisel gelişim) yer verilmektedir.

Düzenlenen kurslar içerisindeki destek programlarından bazıları:

a-      Girişimcilik

b-       Tüketici eğitimi

c-       Çocuk ihmalini ve istismarını önleme

d-     Madde bağımlılığına karşı bilinç uyandırma

e-       Çevre

f-        Bulaşıcı hastalıklara karşı önlem

g-      Doğal afetlere karşı önlem

h-       Sivil savunma

i-         Halk sağlığı

j-         Beslenme

k-      Vatandaşlık eğitimi

l-        İnsan hakları ve demokrasi

m-     Anne ve çocuk sağlığı

n-       Hijyen

  • o-       Ev kazalarına karşı önlem

p-       Sigorta bilinci

Kırsal kesimde ağırlıklı olmak üzere eğitim düzeyi düşük kadınlarımızın en fazla ilgi duydukları ve talep ettikleri kurslar biçki dikiş, nakış, halı, kilim, el sanatları, iğne oyası, trikotaj gibi kurslardır.                                                                                                                                     Halk eğitimi merkezlerinin genel olarak en yoğun açtığı kursların başında bilgisayar, yabancı dil, hazır giyim, stilistlik, modelistlik, emlak komisyonculuğu, sınavlara hazırlık, iş makineleri kullanım, avcı eğitimi, kuaförlük, otelcilik ve turizm, ev pansiyonculuğu gibi kurslar gelmektedir.

• Ulusal düzeydeki tüm eğitim öğretim faaliyetlerinin Millî Eğitim Bakanlığı’nın denetim ve gözetiminde yürütülmesi zorunluluğu, engelleyici bir amaç taşımamakta, aksine eğitimin ülkemizin tüm yerleşim birimlerine ve her ferdine ulaşacak şekilde sunulması yönünde tamamlayıcı ve destekleyici bir rol üstlenmektedir.

14 . M. KEMAL ATATÜRK’ÜN HALK EĞİTİMLE İLGİLİ KONUŞMALARINDAN SATIRBAŞLARI VE ÜNLÜ DÜŞÜNÜRLERİN VECİZELERİ

  …   “Bir yandan bilgisizliği ortadan kaldırmaya uğraşırken, bir yandan da memleket evladını toplumsal ve ekonomik hayatta aktif şekilde etkili ve verimli kılabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri, uygulamalı bir biçimde vermek metodu eğitimimizin temelini oluşturmalıdır.”(…)   

 Mustafa Kemal Atatürk

 

En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur.”

En önemli ve feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretler olur. Öğretmen, Eğitim, Okul, Bilim-İlim, Bilgi

Mustafa Kemal Atatürk

 

Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.”

Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder. Öğretmen, Terbiye, Türk, Bilim-İlim, Millet, Adalet, Eğitim

Mustafa Kemal Atatürk

 

Milli Eğitim’in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.       ( 1923 )                                                                                                 Mustafa Kemal Atatürk

…”Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Fakat geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, yararlı ve faydalı olabilecek şekilde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek lüzumuna inansınlar! Okullardan başka gazeteler, küçük dergiler köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne dergi vs. okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir vazife bilmelidir.”
(Arı, , 1982)

 

      “Mili eğitim ışığının memleketin en derin köşelerine kadar ulaşmasına, yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz.”                                                                  Mustafa Kemal Atatürk

 

Hayat, içinden daima yeni nağmeler çıkan bir flüt gibidir.”

Hayat, içinden daima yeni nağmeler çıkan bir flüt gibidir. Hayat, Bilim-İlim, Bilgi, Eğitim, Ahlak

R. Tagore

Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek lazım.”

Dünle beraber gitti düne ait nevarsa, bugün yeni şeyler söylemek lazım. Gelecek, Bilim-İlim, Okul, Felsefe, Eğitim, Eleştiri

Mevlana Celaleddin-i Rumi

Ağaç ne kadar uzansa göğe değeceği yok.

Ağaç ne kadar uzansa göğe değeceği yok. Öğrenme, Felsefe, Eğitim

TÜRK ATASÖZÜ

En iyi eğitimli kişi, yaşadığı hayatı en iyi anlayandır.”

En iyi eğitimli kişi, yaşadığı hayatı en iyi anlayandır. Uygarlık, Kişilik, Hukuk, Doğruluk, Adalet, Eğitim

Helen Keller

 

 

 

SONUÇ ve ÖNERİLER

Günümüzün değişen ve gelişen bilgi toplumunda yetişkin eğitimi vazgeçilmez bir değer olarak ülkelerin eğitim politikalarında önemli bir yeri olduğu gözlemlenmektedir. Ülkelerin ileriye dönük kalkınma politikalarında yetişkin eğitimi önemli bir yer teşkil etmektedir. Avrupa Birliği, insan kaynakları politikasının genel çerçevesini yaşam boyu öğrenme projesi ile oluşturmuştur. Bu bakımdan Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı günümüzün eğitim stratejisi olarak nitelenebilir. Yaşam boyu öğrenme yaklaşımı ile bir yandan ekonomik gelişme ve istihdam bakımından uygun insan kaynağı temin edilecek, diğer yandan insanların birey olarak kendilerini gerçekleştirmeleri ve güncellemeleri, değişen topluma uyum sağlamaları ve dışlanmamaları mümkün olacaktır. Bu sebeple yetişkinleri bu eğitimin içeresine çekmek,  bu eğitimden azami derecede yararlanmalarını sağlamak gerekli donanıma sahip olan eğiticilerle ve günümüz teknolojisiyle donatılmış halk eğitim merkezleriyle  mümkündür.

Yetişkinler neyi, niçin ve nasıl öğrenmeleri gerektiği konusunda derinlemesine bilgiye gereksinim duyar. Yetişkin gereksinim duyduğu bilgilere ulaşamaz, bu bilgiler beklentileriyle örtüşmez ise öğrenme güdüsü hızla düşer ve öğrenmeye olan ilgisi azalır. Yetişkinler aynı zamanda gerçekçi ve problem odaklı bir yönelime sahiptir. Bu nedenle yetişkinleri güdülemek için; onların gereksinimleri bilinmeli, ortam buna göre düzenlenmeli yetişkin eğitiminde güdüleyici faktörler, kullanılan güdüleme kuramları ve güdüleme tipleri bilinmeli ve güdüleme planları bütün bu faktörler dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Eğer halk eğitim merkezleri kendisinden beklenen misyonu ortaya koyacaksa bu ancak ve ancak bu merkezlerde görev alan öğretmenden usta öğreticisine, yöneticisinden hizmetlisine varana kadar kurumun bütün personellerinin yetişkin eğitiminin önemini kavramasıyla mümkün olacaktır.   “Hayat boyu öğrenme” kavramını idrak edemeyen, bu ruhu taşımayan eğiticilerle    halk eğitim merkezleri kendilerinden beklenen hedefe ulaşamaz. 

                          

 

 

 

KAYNAKÇA

Arı, İ. (1982),  Gazi M.Kemal Atatürk’ün 1923 Eskişehir-İzmit Konuşmaları,TTK Yayınları

Aydın, H. (2003), Türkiye’de Yetişkin Eğitimi ve Yaygın Eğitim. Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı, Duisburg-Essen Üniversitesi. Essen, Mart

Education at a Glance 2007 : OECD Indicators

http://ekutup. dpt.gov.tr/egitim/oik584.pdf.

http://includes.gapteyap.org/files/Dokuman-Merkezi/Sulama-Egitim-Dokumanları/tarimsal-yayim/04-Y

http://www.geocities.com/ndcbrsc/egitim/notlar/egitim.doc

http://www.Turkishstudent.com.tr/(Titmus, Buttedahl, Ironside ve Lengrand, 1985)

MEB (1996), "Yaygın Eğitim ve Halk Eğitim Merkezlerindeki Uygulamalar" Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara

MEB, (2006),Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği

Miser, R. (1999), "Halk Eğitimi ve Toplum Kalkınması" Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları, Ankara

Okçabol, R.  (1994),  "Halk Eğitimi (Yetişkin Eğitimi" Der Yayınları, İstanbul

Okçabol, R. (1999), “Cumhuriyet Döneminde Yetişkin Eğitimi”, F. Gök (ed.) 75 yılda eğitim. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları

Ültanır, E. (2005) . MEB Eğitim ve Sosyal Bilimler Dergisi, (3)

www.egitim.aku.edu.tr/motivasyondikkat.doc

Yıldırım, M. , Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü